BİR HASAN KARACADAĞ FİLMİ: MAGİ

                                                 MAGİ

Evet arkadaşlar ilk yazımla sizle birlikteyim.  İlk önce şunu belirteyim vizyona giren bütün korku filmlerine gitmeye çalışıyorum. Çünkü bu tür yapımların ülkemizde gelişmediğini ve bir iki senarist ve yönetmen dışında konu tekrar yaptığını görüyorum. Ne kadar çok bu tarz filmlerime gidersem o kadar çok bu filmler hakkında bilgi sahibi olup eksikleri ve doğruları görebiliyorum.

Şimdi size 29 Nisan 2016 da vizyona giren bir Hasan Karacadağ yapımı olan Magi isimli korku filminden bahsedeceğim. Filme vizyona girdikten bir gün sonra gittim. Salon umduğumdan kalabalıktı hatta bayağı bir şaşırdım. Her sitede bulanacak kısa bir tanıtımdan sonra size düşüncelerimi söyleceğim.

İstanbul'da İngilizce öğretmenliği yapan hamile kardeşi Marla'nın (Brianne Davis) acil çağrısı üzerine apar topar New York'tan Türkiye'ye gelen gazeteci Olivia Watkins (Lucie Pohl) geldiği gün kardeşinin esrarengiz ölümüyle sarsılır. Sır dolu ölümü araştırmak Olivia'ya düşer.
Türk korku sinemasının önde gelen ismi Hasan Karacadağ, bu filminde uluslararası çapta tanınmış oyuncularla çalıştı. Kenan Ece'nin yanısıra Stephen Baldwin ve Michael Madsen, filmin oyuncu kadrosunda bulunuyor.

İlk önce şunu söylemem gerekiyor bu yazı nerdeyse bütün sitelerde aynı şekilde bulunuyor. Şunu söylemem gerekiyor ki konu yüzeysel gibi gözükse de ilk dakikadan itibaren insanı içine alan bir konu. Zaten Hasan Karacadağ’ın yaptığı bir korku filminin kötü olması beklenemez. Ama şöyle bir şey var ki ben en son Dabbe 6 ya gittiğimde bir üzüntü yaşamıştım çünkü konu güzel olmasına rağmen bütün film kan revan içinde geçmişti ve bir saatten sonra noluyor Testere filminde miyiz diye düşünmüştüm. O yüzden Magi filmine biraz önyargılı gitmiştim ama umduğumdan daha muhteşem bir filmle karşılaştım. Sinemaseverler özellikle korku filmi severler ne diyecek bilmiyorum ama ülkemizde o kadar bütçesi düşük ve vasat korku filmleri çekiliyor ki bu yapım onların yanında baya bir gösterişli. Zaten oyuncular Hollywood’dan belki de bu yüzden film bu kadar başarı sağladı bilemeyeceğim. Gerçi ilk başta bizim Türk oyunculardan Kenan Ece’yi görünce bir şok olmuştum korku filminde yapabilir mi falan diye ama hakkını yemeyelim yabancı oyuncuların yanında hiç sırıtmamış ve gerçekten oyunculuğu olsun mimikleri olsun her şey iyiydi. Diğer yan karakterlerinde oyunculukları bayağı bir iyiydi. Tabiî ki de böyle her şeye iyi iyi diyip sizi gaza getirmeyeyim bazı sahnelerde bu ne alaka dediğim oldu. Yada bazı cin sahnelerinde animasyon olduğu çok belli dediğim de oldu. Ama diyorum ya o kadar vasat yapım arasında cidden en iyiler içine girer. Konu bakımından dedim gibi yüzeysel gibi dursa da konu Adolf Hitler’e kadar gidiyor. İşin içine tarikatlar ve daha birçok olay giriyor. Vizyona yeni girdiği için çok spoiler vermek istemiyorum aslında.  Bir de şöyle bir durumu söyleyeyim film yabancılar da izlesin diye yapıldığından yabancı bir çok öge de bulunduruyor mesela bütün film boyunca bir imam beklemeyin çünkü gelmiyor ( ben bekledim :D ) onun yerine bir papaz ve yardımcısı var haklarını yemiyim oyunculukları olsun görevleri olsun karakterleri olsun bayağı sağlamdı. Filmin sonunu pek söylemek istemiyorum bu yazımda ama şöyle bir gerçek var gerçekten Türk korku filmlerine aşinaysanız belli bir son aslında ama izlerken filmin sonunun böyle biteceği bilemiyorsunuz. Dahası filmin sonunda gazete kupürleri verilmişti. Ben eve geldikten sonra bayağı bir araştırdım gerçekten böyle kişiler var mı diye arşivde ki gazete kupürlerine baktım bulamadım çünkü geriye yönelik pek fazla haber yoktu büyük ihtimalle ben bulamadım ve Hasan Karacadağ yine gerçek bir olaydan esinlendi ve belki bir olay yaşandı ve böyle bir tarikat var bilemeyeceğim.  Ayrıca sesler olsun arkada çalan şarkılar olsun gayet yerinde ve kaliteliydi. Şunu söyleyebilirim izlemezseniz çok şey kaybedersiniz diyemeceğim çünkü bir sanat filmi yada bir belgesel değil ama bu konulardan hoşlanıyor ve korku filmi seviyorsanız kesinlikle izlemeniz gereken bir film.